Psikoloji

Bir ilişkinin ilk yıllarında birçok sorun ve zorlukla karşılaşırız. Zamanla bunların çoğu halledilebilir ve artık ilişkiyi ayakta tutmak için sürekli mücadele etmemize gerek kalmaz. Psikologlar Linda ve Charlie Bloom, ilişkileri daha yüksek bir düzeye çıkarmanın, gerçek cinsel ve duygusal refah kazanmanın bizim elimizde olduğuna inanıyorlar - ama bunun için çok çalışmanız gerekecek.

Bir ortakla konuşulmamış bir anlaşma yaparsak: birlikte büyümek ve gelişmek, o zaman birbirimizi kendimizi geliştirmeye zorlamak için birçok fırsatımız olacak. İlişkilerde kişisel gelişim için büyük bir potansiyel vardır ve bir partneri bir tür “ayna” olarak algılayarak kendimiz hakkında çok şey öğrenebiliriz (ve bildiğiniz gibi ayna olmadan kendi özelliklerimizi ve eksikliklerimizi görmek zordur) .

Tutkulu aşk aşaması geçtiğinde, her birimizin doğasında var olan tüm dezavantajlarla birlikte birbirimizi daha iyi tanımaya başlarız. Aynı zamanda kendi çirkin yüzlerimizi de “aynada” görmeye başlarız. Örneğin, kendimizde bir egoist veya züppe, ikiyüzlü veya saldırgan görebiliriz, tembellik veya kibir, küçüklük veya özdenetim eksikliği bulduğumuz için şaşırırız.

Bu "ayna" içimizde saklı olan tüm kasvetli ve karanlık şeyleri gösterir. Ancak, kendimizde bu tür özellikleri keşfederek, onları kontrol altına alabilir ve ilişkilerimizde onarılamaz hasarları önleyebiliriz.

Bir partneri ayna olarak kullanarak kendimizi gerçekten tanıyabilir ve hayatımızı daha iyi hale getirebiliriz.

Elbette kendimiz hakkında çok fazla kötü şey öğrendikten sonra rahatsızlık ve hatta şok yaşayabiliriz. Ama sevinmek için de sebepler olacak. Aynı “ayna” sahip olduğumuz tüm iyiliği yansıtır: yaratıcılık ve zeka, cömertlik ve nezaket, küçük şeylerden zevk alma yeteneği. Ama bütün bunları görmek istiyorsak, o zaman kendi “gölgemizi” görmeyi kabul etmemiz gerekecek. Biri olmadan diğeri imkansızdır.

Bir partneri ayna olarak kullanarak kendimizi gerçekten derinden tanıyabilir ve bu sayede hayatımızı daha iyi hale getirebiliriz. Manevi uygulamaların taraftarları, kendilerini dua veya meditasyona kaptırarak kendilerini tanımaya çalışmak için onlarca yıl harcarlar, ancak ilişkiler bu süreci büyük ölçüde hızlandırabilir.

"Sihirli aynada" hem üretken hem de yaşamamızı engelleyen tüm davranış ve düşünce kalıplarımızı gözlemleyebiliriz. Korkularımızı ve kendi yalnızlığımızı düşünebiliriz. Ve bu sayede utandığımız bu özellikleri nasıl saklamaya çalıştığımızı tam olarak anlayabiliyoruz.

Bir partnerle aynı tavanın altında yaşarken her gün “aynaya bakmak” zorunda kalıyoruz. Ancak bazılarımız bunu siyah bir peçe ile kapatmaya çalışıyor gibi görünüyor: Bir zamanlar gördükleri onları çok korkuttu. Hatta birinin “aynayı kırma”, ilişkileri koparma, sadece ondan kurtulmak arzusu bile var.

Kendimizi bir ortağa açarak ve ondan sevgi ve kabul alarak kendimizi sevmeyi öğreniriz.

Hepsi kendileri hakkında daha fazla şey öğrenmek ve bir insan olarak büyümek için harika bir fırsatı kaçırıyorlar. Kendini tanımanın acılı yolundan geçerek, yalnızca içsel “ben”imizle temas kurmakla kalmaz, aynı zamanda aynı “ayna” olarak hizmet ettiğimiz bir partnerle ilişkimizi geliştirir ve onun gelişmesine yardımcı oluruz. Bu süreç sonunda hayatımızın tüm alanlarını etkilemeye başlar, bize enerji, sağlık, esenlik ve başkalarıyla paylaşma arzusu verir.

Kendimize yakınlaştıkça, ortağımıza daha yakın oluruz ve bu da içsel “Ben”imize doğru bir adım daha atmamıza yardımcı olur. Kendimizi bir ortağa açarak ve ondan sevgi ve kabul alarak kendimizi sevmeyi öğreniriz.

Zamanla kendimizi ve partnerimizi çok daha iyi tanırız. Sabır, cesaret, cömertlik, empati kurma yeteneği, hem nezaket hem de boyun eğmez irade gösterme yeteneği geliştiriyoruz. Sadece kendini geliştirmek için çaba sarf etmiyoruz, aynı zamanda partnerimizin büyümesine aktif olarak yardımcı oluyoruz ve onunla birlikte mümkün olanın ufkunu genişletiyoruz.

Kendinize sorun: “Sihirli ayna” kullanıyor musunuz? Henüz değilse, risk almaya istekli misiniz?

Yorum bırak