Hayata sıfırdan başlayın

Hayat paniklemek ve felç edici korkuya teslim olmak yerine “yeniden başlama” ihtiyacına yol açtığında, yapabileceğiniz en iyi şey duruma yeni bir fırsat olarak bakmaktır. Mutlu olmak için başka bir şans gibi. Her gün size hayatın kendisi tarafından verilen bir hediyedir. Her gün yeni bir başlangıç, daha mutlu bir hayat yaşamak için bir şans ve fırsattır. Bununla birlikte, günlük kaygıların koşuşturmacasında, yaşamın kendisinin değerini ve tanıdık bir aşamanın tamamlanmasının, genellikle öncekinden daha iyi olan bir diğerinin başlangıcı olduğunu unutuyoruz.

Geçmiş aşama ile geleceğin ürkütücü belirsizliği arasındaki eşikte dururken nasıl davranmalı? Durumun kontrolü nasıl alınır? Aşağıda birkaç ipucu.

Her gün alışkanlıklara ve rahatlığa dayalı yüzlerce küçük karar veriyoruz. Aynı şeyleri giyiyoruz, aynı yemeği yiyoruz, aynı insanları görüyoruz. “Konuyu” bilinçli olarak yeniden oynayın! Genellikle başını sallayarak selam verdiğin biriyle konuş. Her zamanki sağ yerine sol tarafa gidin. Araba kullanmak yerine yürüyüşe çıkın. Her zamanki restoran menüsünden yeni bir yemek seçin. Bu değişiklikler çok küçük olabilir, ancak sizi daha büyük bir değişiklik dalgasına sokabilir.

Yetişkinler olarak, nasıl oynanacağını tamamen unutuyoruz. İnovasyon ve mühendislik firması IDEP'in CEO'su Tim Brown, "dünyanın en önemli yaratıcı kararlarının her zaman bir oyun dokunuşu olduğunu" söylüyor. Brown, yeni bir şey yaratmak için, diğer insanları yargılamaktan korkmadan, olup biteni bir oyun olarak ele alabilmek gerektiğine inanıyor. Araştırmalar ayrıca oyun eksikliğinin “bilişsel daralmaya” yol açtığını belirtiyor… Ve bu iyi değil. Oyun bizi daha yaratıcı, üretken ve mutlu kılar.

Gelişimimizin durgunluğunda, yeni ve sıra dışı olan her şeye genellikle “hayır” deriz. Ve bundan sonra neyin “hayır” olduğunu gayet iyi biliyoruz. Doğru şekilde! Hayatımızı daha iyiye doğru değiştirecek hiçbir şey yok. Öte yandan, “evet” bizi konfor alanımızın ötesine geçmeye zorlar ve gelişmeye devam etmek için tam da olmamız gereken yer burasıdır. “Evet” bizi harekete geçirir. Yeni iş fırsatlarına, çeşitli etkinliklere davetlere, yeni bir şeyler öğrenme şansına “evet” deyin.

Paraşütle uçaktan atlamak gerekli değildir. Ancak cesur, heyecan verici bir adım attığınızda hayat dolu hissedersiniz ve endorfinleriniz yükselir. Sadece yerleşik yaşam biçiminin biraz ötesine geçmek yeterlidir. Ve eğer bir meydan okuma bunaltıcı görünüyorsa, onu adımlara bölün.

Korkular, korkular hayattan zevk almanın önünde bir engel haline gelir ve “yerinde sıkışmaya” katkıda bulunur. Uçakta uçma korkusu, topluluk önünde konuşma korkusu, bağımsız seyahat etme korkusu. Korkuyu bir kez yendikten sonra, daha fazla küresel yaşam hedefine ulaşma konusunda güven kazanırsınız. Halihazırda üstesinden geldiğimiz korkuları ve ulaştığımız zirveleri hatırlayarak, yeni zorluklara göğüs gerecek gücü bulmayı daha kolay buluyoruz.

Kendinize “bitmiş bir ürün” olmadığınızı ve hayatın sürekli bir oluş süreci olduğunu hatırlatın. Hayatımız boyunca arayış ve kendimize gelme yolunda ilerliyoruz. Yaptığımız her eylemle, söylediğimiz her sözle kendimizi daha çok tanırız.

Hayata sıfırdan başlamak asla kolay bir iş değildir. Cesaret, cesaret, sevgi ve özgüven, cesaret ve güven gerektirir. Büyük değişiklikler genellikle zaman aldığından sabırlı olmayı öğrenmek kesinlikle gereklidir. Bu dönemde kendinize sevgi, anlayış ve şefkatle yaklaşmanız özellikle önemlidir.

Yorum bırak