Şeker hakkında yedi efsane

Şeker, XNUMX. yüzyılın en büyük katilidir. Beyaz bir zehirdir, bağımlılığa yol açan bir ilaçtır. Oldukça asidiktir ve insan vücudunu vitamin ve minerallerden yoksun bırakır. Çocuklarda hiperaktiviteye neden olur, aşırı kilodan sorumludur, kansere, osteoporoza ve daha birçok rahatsızlığa ve hastalığa yol açar. Sağlığımızın en büyük düşmanıdır. Hepsi doğru mu? Şekerle ilgili en yaygın efsaneler nelerdir?

Shutterstock Galeriye bakın 7

Iyi
  • Kemik kırıklarından sonra diyet. Neye benzemeli ve nelerden kaçınılmalıdır?

    Kemik kırığı sonrası nekahat döneminde uygun bir diyet vücut üzerinde destekleyici bir etkiye sahiptir. Gerekli olan optimum miktarı sağlamalıdır…

  • İshal için diyet. İshalde ne yenir?

    İshal, sulu veya duygusal dışkının günde üç defadan fazla çıkmasıdır. İshalin en yaygın nedeni viral enfeksiyonlar veya…

  • Gaz ve bağırsak gazını önlemek için beslenme

    Birçok insan sindirim sisteminde aşırı gazlardan muzdariptir. Çok nahoş, utanç verici duyumlara ve semptomlara neden olurlar – karında şişkinlik, geğirme veya …

1/ 7 Esmer şeker kamışı beyaz pancar şekerinden daha sağlıklıdır

Enerji açısından esmer ve beyaz şeker farklı değildir. Daha spesifik olarak, esmer şeker, beyaz şekerden biraz daha az kaloriye sahiptir, ancak fark o kadar küçüktür ki, toplam tüketimde önemli değildir. Beyaz şeker, şekerden istenmeyen katkı maddelerinin ama ne yazık ki vitamin ve minerallerin de uzaklaştırıldığı rasyon denilen süreçte üretilir. Bitmemiş esmer şeker bazı vitaminler ve mineraller içerir, ancak yine bu o kadar azdır ki, kahverengi ve beyaz arasındaki fark ihmal edilebilir düzeydedir.

2/ 7 Şeker diş çürümesine neden olur

Evet, çok miktarda tüketilen şeker diş çürüğü oluşumuna katkıda bulunur. Ancak şeker burada tek faktör değildir. Çürük, mine yüzeyini kaplayan bakterilerin etkisiyle oluşur. Bu bakteriler sakkaritleri (sadece sakarozu değil) mineyi kireçten arındıran ve yoğunluğunu azaltan organik asitlere ayırır. Çoğu durumda, bunun nedeni yetersiz beslenme ile birlikte kötü ağız hijyenidir. Dişlerimiz sadece şeker, tatlılar ve şekerli içecekler yemekten değil, greyfurt, limon, ekşi salatalık, cips, çay, kahve veya kırmızı ve beyaz şaraptan da bozulabilir.

3/ 7 Şeker kansere neden olur

Bazı gıdalar, aşırı tüketilirse, aslında belirli kanser türlerine katkıda bulunabilir. Araştırma sonuçları, aşırı şeker tüketiminin pankreas, kolon ve anüsün kanserli hastalıklarına yol açabileceğini göstermektedir. Ancak bu sonuçlar kesin değildir, bu nedenle daha ileri çalışmalar devam etmektedir.

4/ 7 Şeker diyabete yol açar

“Diyabet” adı, şeker tüketiminin Diabetes mellitus gelişimine yol açabileceği yanılgısına yol açar. Bu arada, bu doğru değil. Bilimsel araştırmalar, şeker yeme ile hastalığın gelişimi arasında herhangi bir ilişki olduğunu doğrulamamıştır. Tip 1 diyabet, çeşitli çevresel faktörlerin neden olduğu genetik bir hastalıktır. Tip II diyabetin görünümü, sadece tatlılarla değil, genel olarak aşırı yemenin yanı sıra aşırı kilo ve obezite tarafından da desteklenir.

5/ 7 Şeker bağımlılık yapar

Tatlı yemek, haz ve tatmin duygusu uyandırır. Bu da onları daha fazla yemek istememize neden oluyor. Ancak, şeker bağımlılığı ile ilgili değildir. Şeker, tatlılar veya diğer bu tür yemekler, basitçe söylemek gerekirse, madde bağımlılığına yol açan koşulları karşılamaz, bunların eksikliği yoksunluk belirtilerine neden olur. Bu nedenle şeker bağımlılık yapan bir madde değildir.

6/ 7 Fazla kiloya ve obeziteye neden olan esas olarak şekerdir

Aşırı kilo ve obezitenin tek suçlusu kesinlikle şeker değildir, ancak bunlara katkıda bulunabilir. Fazla kilo ve obezitenin nedeni karmaşık değildir: uzun süreli aşırı miktarda enerji alımı, dengesiz enerji harcaması. Çok fazla şeker tüketmek, yüksek enerji tüketimi anlamına gelir, ancak yağlar bizim için çok daha zararlıdır.

7/ 7 Şeker hiperaktiviteye neden olur

Şeker ve tatlı tüketiminin çocukları hiperaktif hale getirdiği iddiası, bu efsaneye sıkı sıkıya inanan ebeveynler arasında oldukça popülerdir. Ancak bu inanç yanlıştır. Çocuklarda aşırı şeker tüketimi ile hiperaktivite veya diğer davranış bozuklukları arasındaki bağlantı hiçbir zaman kesin olarak bilimsel çalışmalarla doğrulanmamıştır.

Yorum bırak