Neden ayaklarınız kapıya dönük uyuyamıyorsunuz ve 4 uyku yasağı daha

Neden ayaklarınız kapıya kadar uyuyamıyorsunuz ve 4 uykulu yasak daha

Bunların çoğu sadece batıl inançlardır. Ancak bazılarının tamamen bilimsel bir mantığı var.

Hafta sonu için planlarınız nelerdir? İster yürüyüşe çıkın, ister sinemaya gidin, ister ziyaret edin, ister arkadaşlarınızla buluşun, sizi kalbimizin derinliklerinden kıskanıyoruz. Çünkü bu sıkıcı zamanda çoğu kişi sadece uyumak istiyor. Bunda yanlış bir şey yok ama bazı yasaklara uyarak bunu doğru yapmanız gerekiyor. Ancak yatak odasının kapısını arkanızdan kapatırken bunlardan hangisinin gerçekten dikkate alınmaya değer olduğu size kalmış.

1. Ayaklarınız kapıya dönükken uyuyamazsınız

Feng Shui bunu yapmayı gerçekten önermiyor. İnsan vücudunda dolaşan enerjinin uyurken kapılardan kolaylıkla sızdığına inanılıyor. İskandinavlar ve Slavlar ise kapıları başka bir dünyaya açılan kapılar olarak görüyorlardı. Bir rüyada ruh kapıdan çıkıp kaybolabilir ve geri dönüş yolunu bulamayabilir. Ayrıca kapı, kötü varlıkların gelip uyuyan kişinin ruhunu ele geçirebileceği karanlık dünyanın kapısını açar. Geceleri bu varlıklardan rahatsız olduğunuzun ilk işareti kabuslardır, sürekli uyanırsınız ve sabahları bunalmış hissedersiniz.

Psikologlar, birçok insanın rüyada bile kapıyı her zaman göz önünde tutmayı tercih ettiğini söylüyor. Bu, kapıyı tekmeleyerek kendinizi daha rahat hissetmenizi sağlar.

Popüler batıl inanç, ölülerin kapıdan ayaklarıyla taşındığını söylüyor. Ve bu pozisyonda uyumak ölüme davetiye çıkarmaktır.

Ancak başınızı kapıya vererek uyumanızı sağlayacak şekilde yatağın yerini değiştirmenin tek nedeni kendi rahatınızdır.

2. Ayna karşısında uyuyamazsınız

Yatak odasına ayna asılması tavsiye edilmez: Uyuyan kişinin aynaya yansımaması gerektiğine, aksi takdirde sorun çıkacağına inanılır. Bu durum aile ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Sabah yansımanıza gerçekten bakmanız gerekiyorsa, dolabın içine (kapının iç kısmına) bir ayna asın, böylece kurallara uyabilir ve arzularınızı tatmin edebilirsiniz.

3. Yatak odasına iç mekan bitkileri koymayın.

Ama bu gerçek. Gün boyunca çiçekler bizim iyiliğimiz için çalışır: oksijen üretirler, havayı temizlerler. Akşamları güneş ışığının olmadığı zamanlarda bitkiler de bizim gibi nefes alır ve değerli oksijeni tüketir. Yani ya pencereyi açın ya da çiçeklerin dışarı itilmesi gerekecek. Bu arada yatak odasında da buket bulundurmamalısınız. Güçlü koku nedeniyle baş ağrısı çekme ve yeterince uyuyamama riskiyle karşı karşıya kalırsınız.

4. Başınız pencereye dönük uyuyamazsınız

Bu batıl inanç, kapıyla ilgili tabelanın geldiği yerden kaynaklanıyor. Bir kez ayaklarınız kapıya, sonra başınız pencereye doğru, bu mantıklıdır! İşaretlere göre, kötü ruhlar geceleri pencerelere bakmayı ve bir kişinin kafasına tırmanmayı severler. Ancak başınız pencereye dönük olarak uykuya daldığınızda kendinizi maruz bırakacağınız tek gerçek risk, hava akımı nedeniyle donmaktır. Feng Shui, yatağı, yatak ile pencere arasındaki çizgiye koymamanızı önerir.

5. Işıkta uyuyamazsınız

Bu kesinlikle batıl inanç değil. Bu tıbbi bir gerçektir: tamamen karanlıkta uyumanız gerekir. Odada bir ışık kaynağı varsa veya yatak odası sokak lambalarıyla aydınlatılıyorsa vücudun uyku hormonu olan melatonin üretimi bozulur. Bu da gün içerisinde kendimizi yorgun ve bunalmış hissetmemize neden olur. Hatta vücudun stresle başa çıkmasına yardımcı olmak için daha fazla yemeye başlarız.

Kıyafetlerle uyuyamazsın

Ve bu ifadenin birçok bilimsel kanıtı var. Öncelikle çıplak uyuduğumuzda melatonin hormonu daha iyi üretilir: gençliğin korunmasına yardımcı olur, stres hormonu kortizolü azaltır, cilt ve saçın görünümünü iyileştirir. Ayrıca kıyafetsiz kalmayı tercih eden erkeklerde uyku derinleşir ve sperm kalitesi artar. Çıplak uyumanın diğer nedenlerini BURADAN okuyun.

Dizinin entelektüel her şeyi bilen Sheldon'ın da bu konuda bir fikri var. Oldukça bilimsel temellere dayandığını söylemeliyim; aksi nasıl olabilir ki sonuçta bu Sheldon. Penny'ye anlaşılır bir şekilde yatağın her zaman yatak başlığının kapıdan uzakta olacak şekilde konumlandırılması gerektiğini açıkladı. İnsanlar kendilerini soygunculardan ve yırtıcılardan bu şekilde korurlardı: Bir adamı bacaklarından tutup yataktan kaldırmaya çalıştıklarında uyandı ve saldırganla savaşabildi.

Yorum bırak