Vejetaryen beslenme hakkında 5 efsane

Yanılgılar, vejetaryen beslenmeyi ve onun takipçilerini uzun yıllardır kuşatmıştır. Gelin bu efsanelere ve gerçeklere bir göz atalım.

Efsane: Vejetaryenler yeterince protein almazlar.

Gerçek: Beslenme uzmanları eskiden böyle düşünürdü, ama bu çok uzun zaman önceydi. Artık vejetaryenlerin yeterli protein aldığı biliniyor. Bununla birlikte, tipik bir modern diyette olduğu gibi aşırı miktarda almazlar. Bol miktarda meyve, sebze, tahıl ve bakliyat yerseniz protein almanız sorun olmaz.

Efsane: Vejetaryenler yeterince kalsiyum almazlar.

Gerçek: Bu efsane özellikle süt ürünlerini kesen veganlar için geçerlidir. İnsanlar bir şekilde tek iyi kalsiyum kaynağının süt ve peynir olduğuna inanmaya başladılar. Gerçekten de süt çok fazla kalsiyum içerir ama bunun yanı sıra sebzelerde, özellikle yeşil yapraklı olanlarda da kalsiyum bulunur. Gerçek şu ki, vejeteryanların osteoporozdan (kırılgan kemiklere yol açan kalsiyum eksikliği) muzdarip olma olasılığı daha düşüktür çünkü vücut tükettikleri kalsiyumu daha iyi emebilir.

Efsane: Vejetaryen diyetler dengeli değildir, prensipler uğruna sağlıklarını riske atarlar.

Gerçek: Her şeyden önce vejeteryan beslenme dengesiz değildir. Herhangi bir diyetin temeli olan üç ana besin türü olan tüm karmaşık karbonhidratları, proteinleri ve yağları iyi oranda içerir. Ayrıca vejeteryan gıdalar (bitkiler) çoğu mikro besinin en iyi kaynaklarıdır. Buna şu şekilde bakabilirsiniz: Ortalama bir et yiyici günde bir sebze yemeği yer ve hiç meyve yemez. Et yiyen biri sebze yerse, büyük olasılıkla patates kızartmasıdır. “Denge eksikliği” bakış açısına bağlıdır.

Efsane: Vejetaryen beslenme yetişkinler için iyidir, ancak çocukların normal şekilde gelişebilmeleri için ete ihtiyaçları vardır.

Gerçek: Bu ifade, bitki proteininin et proteini kadar iyi olmadığını ima eder. Gerçek şu ki, protein proteindir. Amino asitlerden oluşur. Çocuklar normal büyümek ve gelişmek için 10 esansiyel amino aside ihtiyaç duyarlar. Bu amino asitler etten olduğu gibi bitkilerden de elde edilebilir.

Efsane: İnsan et yiyen bir yapıya sahiptir.

Gerçek: İnsanlar eti sindirebilirken, insan anatomisinin bitki bazlı bir diyet için açık bir tercihi vardır. Sindirim sistemimiz otoburlarınkine benzer ve etoburlarınkine hiç benzemez. İnsanların dişleri olduğu için etobur oldukları argümanı, diğer otçulların da dişleri olduğu, ancak YALNIZCA otçulların azı dişleri olduğu gerçeğini görmezden gelir. Son olarak, eğer insan et yiyici olarak yaratılmış olsaydı, et yemenin neden olduğu kalp hastalığı, kanser, şeker hastalığı ve osteoporoz gibi rahatsızlıklardan muzdarip olmazdı.

 

Yorum bırak