Sabah kahvenizde kaç litre su var?

Bir dahaki sefere musluğu açtığınızda, su ısıtıcısını doldurduğunuzda ve kendinize bir fincan kahve yaptığınızda, suyun hayatımız için ne kadar önemli olduğunu düşünün. Görünüşe göre suyu esas olarak içmek, banyo yapmak ve yıkanmak için kullanıyoruz. Peki yediğimiz yiyeceklerin, giydiğimiz kıyafetlerin ve sürdürdüğümüz yaşam tarzının üretimi için ne kadar su harcandığını hiç düşündünüz mü?

Örneğin, bir sabah kahvesi için 140 litre su gerekir! Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'ne göre, bir bardağa yetecek kadar fasulye yetiştirmek, işlemek ve taşımak için gereken miktar budur.

Markette alışveriş yaparken suyu nadiren düşünürüz, ancak bu değerli kaynak, alışveriş sepetlerimize giren çoğu ürünün önemli bir bileşenidir.

Gıda üretimine ne kadar su giriyor?

Küresel ortalamalara göre, aşağıdaki gıdalardan bir kilogram üretmek için kaç litre suya ihtiyaç vardır:

Sığır eti – 15415

Kuruyemiş – 9063

Kuzu – 8763

Domuz eti – 5988

Tavuk – 4325

Yumurtalar - 3265

Tahıl bitkileri – 1644

Süt - 1020

Meyveler – 962

Sebzeler – 322

Tarımsal sulama, dünya çapında su kullanımının %70'ini oluşturmaktadır. Gördüğünüz gibi, suyun çoğu et ürünleri üretimine ve fındık yetiştiriciliğine harcanıyor. Bir kilogram sığır eti için ortalama 15 litre su vardır ve bunun büyük çoğunluğu hayvan yemi yetiştirmek için kullanılır.

Karşılaştırma için, büyüyen meyveler belirgin şekilde daha az su alır: elma başına 70 litre. Ancak meyvelerden meyve suyu yapıldığında tüketilen su miktarı artar - bardak başına 190 litreye kadar.

Ancak tarım, büyük ölçüde suya bağımlı olan tek endüstri değildir. 2017 raporu, moda dünyasının bir yılda 32 milyon olimpik yüzme havuzunu doldurmaya yetecek kadar su tükettiğini gösteriyor. Ve görünüşe göre, sektördeki su tüketimi %2030 oranında 50 oranında artacak.

Basit bir tişört yapmak için 2720 litre, bir kot pantolon yapmak için ise yaklaşık 10000 litre su gerekiyor.

Ancak yiyecek ve giyecek yapımında kullanılan su, endüstriyel su kullanımına kıyasla kovada bir damla. Greenpeace'e göre, küresel olarak, kömürle çalışan santraller 1 milyar insan kadar su tüketiyor ve gelecekte planlanan tüm santraller çalışmaya başlarsa 2 milyar insan tüketiyor.

Daha az suyla bir gelecek

Gezegenin su kaynağı sonsuz olmadığından, şu anda endüstri, üreticiler ve tüketiciler tarafından kullanılan miktar, özellikle Dünya'nın artan nüfusu ile sürdürülebilir değil. Dünya Kaynakları Enstitüsü'ne göre, 2050 yılına kadar Dünya'da 9,8 milyar insan olacak ve bu da mevcut kaynaklar üzerindeki baskıyı önemli ölçüde artıracak.

2019 Dünya Ekonomik Forumu Küresel Risk Raporu, su krizini dördüncü en büyük etki olarak sıralıyor. Mevcut su kaynaklarının sömürülmesi, artan nüfus ve iklim değişikliğinin etkileri, dünyayı su talebinin arzı aştığı bir geleceğe mahkum ediyor. Bu durum, tarım, enerji, sanayi ve haneler su için rekabet ederken çatışmalara ve zorluklara yol açabilir.

Özellikle 844 milyon insanın hala temiz içme suyundan yoksun olduğu ve 2,3 milyar kişinin tuvalet gibi temel sanitasyon tesislerine erişimi olmadığı düşünüldüğünde, küresel su sorununun ölçeği çok büyüktür.

Yorum bırak