Neden soğuk içeceklere hayır deriz?

Ayurveda'nın ana varsayımlarından biri ılık sıvıların kullanılmasıdır. Hint yaşam bilimi, yeterince su içmenin ve onu yiyeceklerden ayrı tutmanın gerekliliğini vurgular. Ayurveda felsefesi açısından soğuk suyun neden tercih edilmediğine bir göz atalım. Ayurveda'nın ön saflarında sindirim ateşi olan Agni kavramı yer alır. Agni, vücudumuzdaki yiyecekleri, düşünceleri ve duyguları sindiren dönüştürücü güçtür. Özellikleri sıcaklık, keskinlik, hafiflik, incelik, parlaklık ve netliktir. Agni'nin ateş olduğunu ve ana özelliğinin sıcaklık olduğunu bir kez daha belirtmekte fayda var.

Ayurveda'nın ana prensibi "Benzer benzeri uyarır ve karşıtı iyileştirir" şeklindedir. Böylece soğuk su agni'nin gücünü zayıflatır. Aynı zamanda sindirim ateşinin aktivitesini artırmanız gerekiyorsa sıcak içecek, su veya çay içmeniz önerilir. 1980'lerde küçük ama ilginç bir çalışma yapıldı. Midenin yiyecekleri temizlemesi için geçen süre, soğuk, oda sıcaklığında ve ılık portakal suyu içen katılımcılar arasında ölçüldü. Yapılan deney sonucunda soğuk meyve suyu içtikten sonra mide sıcaklığının düştüğü ve ısınmasının ve normal sıcaklığa dönmesinin yaklaşık 20-30 dakika sürdüğü ortaya çıktı. Araştırmacılar ayrıca soğuk içeceğin, yemeğin midede geçirdiği süreyi artırdığını da bulmuşlardır. Sindirim ateşi agnisinin enerjisini korumak ve yiyecekleri uygun şekilde sindirmek için daha çok çalışması gerekiyordu. Güçlü agniyi koruyarak, sırayla hastalıkların gelişmesine neden olan aşırı miktarda toksin (metabolik atık) üretimini önleriz. Bu nedenle, sıcak, besleyici içeceklerden yana bir seçim yaparak, yemek yedikten sonra şişkinlik ve ağırlığın olmadığını kısa sürede fark edeceksiniz, daha fazla enerji, düzenli bağırsak hareketleri olacak.

Yorum bırak